25 Ağustos 2009 Salı

Obezite

Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık nedir?

Kilonun fazla olması mıdır, yoksa biraz topluca olmak ya da göbekli olmak mıdır? Listeyi daha da uzatmak mümkün, ancak hiçbirimizin aklına kolay kolay gelmeyen, belki de gelmesini istemediğimiz bir tek cevabı var bu sorunun: Obezite vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmedi gereken bir hastalıktır!

Evet, obezite kronik, yani tedavi edilmezse uzun süre gittikçe kötüleşerek devam eden bir hastalıktır.

Obezite Nasıl Oluşur?

Obeziteye neden olan çok yemenin mekanizmasında beyindeki iştah merkezi önemli rol oynamaktadır. İnsan ve hayvanlarda tokluk ve açlık sinyallerini alan merkezler olduğu gösterilmiştir. Beyinde besin alımını etkileyen çeşitli maddeler(peptidler; kolesistokinin, ürokortin ve nöropeptid Y) bulunmaktadır. Kolesistokinin ve ürokortin besin alımını azaltırken, NPY ise besin alımını artırmaktadır. NPY beynin pek çok bölgesinde bulunur. Birçok obezitede beynin çeşitli bölgelerinde NPY’nin arttığı gösterilmiştir. İnsülin vucutta bulunan şekerin regülasyonunu sağlar. Obez çocuklarda hiperinsülinemiye(kanda insülinin fazla olması) rağmen normal glukoz düzeyleri insülin direncinin varlığını gösterir. Önlem alınamadığı durumda insülin direnci nedeniyle glukoz toleransı bozulup hiperglisemi(kanda glukozun arttığı durum) gelişebilecektir. Vücut ağırlığının artması ile birlikte insülinde de belirgin artış olmaktadır. Yağ hücre kütlesinin büyümesi ve insülin gereksiniminin artmasına karşın reseptör sayısının azalması insülin direncine yol açmaktadır. Bu nedenle özellikle son yıllarda sıklığının gittikçe artmasıyla gündeme gelen adolesan çağda tip II diyabetes mellitus(tip II şeker hastalığı) hastalığının obez çocuklarda ortaya çıkışı kolaylaşmaktadır.

Obezite nasıl bir hastalıktır?


Obezite insan vücudunda bulunan tüm sistemleri -kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi- sinsice etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır.

Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, idrarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türleri obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır. Bu durumda obeziteyi, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak tanımlayabiliriz. Yapılan araştırmalara göre obezite, özellikle son 20 yılda, bütün dünyada süratle artıyor ve bir salgın hastalık gibi yayılıyor. Uzmanlar 21. yüzyılın en önemli üç hastalığından biri olarak görüyorlar obeziteyi. Bu salgından ülkemiz de oldukça etkilenmiş gibi görünüyor. Çünkü, kadın nüfusumuzun yaklaşık üçte biri, erkek nüfusumuzun da yaklaşık beşte biri obez, yani şişman.

Kimler obezdir?

Bu sorunun yanıtını bulmak için, bugün bütün dünyada uygulanan çok basit bir yöntemi biz de rahatlıkla kullanabiliriz. Beden Kitle indeksi ya da İngilizce bilinen adıyla Body Mass Index (BM) denen ve kolayca hesaplanabilen bir oran yoluyla, herkes kendi kendine fikir sahibi olabilir.

Tedavi

Diyet: Dengeli ve az kalorili diyet uygulanır. Normal kalori gereksinimi %30-40 oranında azaltılır. Diyet %25-30 oranında yağ, %50-55 oranında kompleks karbonhidrat ve %20-25 oranında protein içermelidir. Toplam kalori 5-8 öğüne bölünerek verilmelidir. Bu diyet 5 yaş ve üstü çocuklarda güvenle uygulanır. Haftada 0.5 kg verilmesi amaçlanır. Diyet ile yavaş bir biçimde kilo verilmesi, kilo kazanımı olmaksızın boy uzamasının sürdürülmesi, diyet, egzersiz ve yeme davranışlarının değiştirilmesi, ailenin tedavi sürecine katılımı ve obezitenin yinelemesinin önlenmesi sağlanmalıdır.

Peki sonucu bulduktan sonra nasıl hareket etmemiz, ne yapmamız gerekiyor?

Size bunlarla ilgili küçük ama önemli önerilerimiz var.

Eğer beden kitle indeksiniz 18.5 in altında ise zayıfsınız. Bu halinizden memnun olabilirsiniz ancak, normal sınırların altında olduğunuzu sakın unutmayın. Yani siz de sağlığınıza ve beslenmenize dikkat etmek durumundasınız.

Beden kitle indeksiniz 18.5-25 arasında ise, sizin durumunuz gerçekten ideal demektir. Büyük olasılıkla dengeli besleniyorsunuz ve egzersizi ihmal etmiyorsunuz.. Fakat 25 civarında dolaşmaya başlarsanız, birşeyler aksıyor demektir..

25-30 arası eden beden kitle indexine sahipseniz derhal harekete geçmenizi tavsiye ederiz. Fazla kilolu olmak sizi şu an için rahatsız etmiyor olabilir, ancak unutmayın ki vücudunuzda birikmiş olan yağlar size sinsice tuzaklar hazırlıyor olabilir. Belki siz de bazı hastalıkları farkediyorsunuz. Örneğin bir iki kat merdiven çıkarken nefes nefese kalıyor ve daha çok terliyorsunuz ve eminiz ki siz bunları kilonuza değil de, yaşınıza veya başka alışkanlıklarınıza bağlıyorsunuz bunlar büyük olasılıkla vücudunuzun size verdiği önemli işaretler. Sizi kibarca kilonuzdan dolayı uyarıyor. Lütfen onun sesine kulak verin. Yapmanız gereken hiç de zor değil. Bir süre hergün neler yediğinizi ve herhangi sıklıkla yediğinizi, ne kadar süre hareket ettiğinizi kolaylıkla farkedeceksiniz. Bu durumu düzeltmek hiç de zor değil.

Hesapladığınız beden kitle indeksi 30 ve üzerinde çıktı ise, biliniz ki tıbben hastasınız. "Ben halimden memnunum" demeyin sakın çünkü siz de sorunlarınızın farkında olmayabilirsiniz., en kısa sürede kendisini ziyaret etmeniz ve yardımını istemeniz gerekiyor. Elbette kendi başınıza da yapabileceğiniz birçok şey var, ama doktorunuzun yardımları ve desteği işinizi çok kolaylaştıracaktır.


Obezite ile mücadele, birkaç hafta veya birkaç ayla sınırlı,"mucize diyetler ile ya da "gelin sizi 15 günde tığ gibi yapalım" merkezleri ile başarılabilecek bir iş değildir. Başarı sadece sizin kendi isteğiniz ve doktorunuzun yardımı ile, yaşamınızda yapacağınız küçük ama önemli değişikliklerle sağlanabilir.

Araştırmalar göstermektedir ki, verilen ve geri alınmayan 3-5 kilo bile bütün şikayetlerinizde azalmaya hatta bu şikayetlerin kaybolmasına yetmektedir. Fazlasını siz düşünün!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...