12 Şubat 2013 Salı

Şifalı 2009 Nobel Tıp Ödülü Açıklandı

2009 Nobel Tıp Ödülü AçıklandıNobel Tıp Ödülü'ne layık görülen isimler açıklandı. Bu ödüllerden ikisi kanser ve yaşlılık araştırmalarıyla iki kadına verildi.


Amerikalı bilim insanları Elizabeth Blackburn, Carol Greider ve Jack Szostak'ın, kanser ve yaşlanmayla ilgili araştırmaları nedeniyle 2009 Nobel Tıp Ödülüne layık görüldüğünün açıklanmasıyla birlikte, 1901'den beri Nobel Ödülü kazanan kadın sayısı 38'e çıktı.

Avustralya asıllı Amerikalı 60 yaşındaki Elizabeth Blackburn, California Üniversitesinde biyoloji ve fizyoloji profesörü olarak görev yapıyor. Haberi, sabaha karşı saat 02.00'de uyandırılarak aldığını belirten Blackburn, Ödül almak her zaman güzel bir şey. Takdir görmek çok hoş dedi.

Baltimore'deki Johns Hopkins Tıp Fakültesinde moleküler biyoloji ve genetik bölümünde profesör olan 48 yaşındaki Greider de haberi sabaha karşı gelen telefonla öğrendiğini, ödül almanın çok heyecan verici ve beklenmedik olduğunu söyledi.

Tıp dalında bugüne kadar 10 bilim kadını Nobel Ödülü aldı, ancak ilk kez iki bilim kadını aynı anda bu ödülü alıyor.

Nobel kazanan ilk kadın!

1901 yılında verilmeye başlanan Nobel Ödüllerini kazanan ilk kadın Marie Curie olmuştu.
Curie, hem fizik hem kimya alanında Nobel ödülüne layık görülmüştü.
Yıllar içinde toplam 38 kadın, edebiyat ve barış alanında Nobel Ödülü sahibi oldu, ancak şu ana kadar 1969 yılında verilmeye başlanan Nobel Ekonomi Ödülü alan kadın olmadı.

Şifalı Şifalı Otların Hazırlanışı

    Reçetelerde aksine başka bir tarif verilmediği sürece,şifalı otların hazırlanışı burada anlatacağım şekilde hazırlanır:
   0,5 litre kaynar su, önceden ısıtılmış bir kabın içindeki 25 gram kurutulmuş bitkinin üzerine dökülür,kabın üstü kapanır ve 15 dakika kadar beklenir.
  Bitki kökleri de aynı miktarlarda hazırlanır.25 gram ince ince kıyılmış kök 0,5 litre soğuk suyun içine atılır, su kaynatılır ve kaynadıktan sonra ağır ateşte, suyun 1/4 ü çekinceye kadar pişirilir.Tencerenin kapağı hep kapalı tutulmalıdır.Pişirme işlemi tamamlanınca, su soğumaya bırakılır ve sonra süzülür.
  Reçetelerde aksine bir doz verilmediği taktirde, şifalı bitkilerin normal dozu günde üç kez birer kahve fincanıdır.

Şifalı SARI PAPATYA

SARI PAPATYA

Roma Papatyası: (Chamaemelum nobile) (Anthemis nobilis)

Alman Papatyası: (Matricaria chamomilla)



Roma papatyası, batı Avrupa ülkelerinde yetiştirilmektedir.Bu papatyanın kokusu elma kokusuna benzer.Belki de bu nedenle Yunanlılar bu çiçeğe "yer elması" anlamına gelen "Kamai melon" adını vermişlerdir.Sarı papatya , bileşikgiller denilen ve çiçekli bitkilerin onda birini kapsayan bir bitki ailesindendir.Bu aileden olan çiçekler, minik çiçekçiklerden oluşan büyük çiçekler halindedir.Papatya ve ayçiçeği bu aileden olan çiçeklerdir.Bu bitkilerin çoğunun şifalı özelliği vardır.Ayrıca çiçekleri de çok güzel olur.Sarı papatya,kırlarda kendiliğniden biten bir çiçektir.Ama tıpta, özel olarak yetiştirilen bitkinin çiçekleri kullanılır.Bitki asitli olduğu için tadı acıdır.Ayrıca uçucu bir yağ içerir.Sarı papatyanın sakinleştirici ve ağrı kesici özelliği vardır.Sinir bozukluklarında ve geelik sırasındaki mide bulantısında sarı papatya uzun yıllardan bu yana başarıyla kullanılmıştır.Sarı papatya hazım bozukluklarına da iyi gelir.Soğuk olarak içildiği zaman iştahı açar ve hazmı kolaylaştırır.Sıcak olarak içildiğinde ise safrakesesi ağrılarını keser, gripte terlemeyi sağlayarak ateş düşürmeye yarar.Ama bunu sağlamak için içine bir miktar zencefil eklenmesinde yarar vardır.
Sarı papatya suyu, adet zamanındaki başağrılarında ve asabi hallerde kullanılmaktadır.Ama kanama fazla olduğu zaman alınmamalıdır.
Sarı papatya başağrısından kaynaklanan mide bulantısını ve gerginliği önler.Huzursuzluk, soğuk algınlığı, kızamık, kulak ağrısı gibi çocuklarda sık görülen hastalıklarda da sarı papatya yararlıdır.
Sarı papatya suyunu hazırlamak için 25 gram sarı papatyanın üzerine 0.5 litre kaynar su dökülür veya bir çay fincanı kaynar suya 4-8 çiçek atılır ve şeker yerine bal ile tatlandırılır.Normal dozaj olarak çocuklara bir tatlı kaşığı içirilir.Yaş ilerledikçe doz arttırılır.Başağrısı, mide bulantısı, günde iki veya üç kez verilecek birer tatlı kaşığı papatya suyu ile önlenebilir.Ateşli durumlarda veya soğuk algınlıklarında papatya suyu sıcak olarak, mide rahatsızlıklarında, başağrılarında ve asabi durumlarda soğuk içilir.
Yemeklerden bir saat önce içilecek papatya suyu iştah açar.Bu şifalı otun, karabasanları da önlediği ileri sürülür.
Alman papatyasının daha lezzetli olduğunu söyleyenler vardır.Alman papatyasının çiçekleri,Roma papatyasının çiçeklerinden daha ufaktır.Bunu hazırlamak için bir çay fincanı kaynar suya bir tatlı kaşığı papatya atılır ve üzeri kapalı olrak beş dakika bekletildikten sonra süzülür.Bu beş dakikayı geçmemelidir.Alman papatyası, Roma papatyasının kulanıldığı bütün rahatsızlıklar için kullanılabilir.Sma en çok huzursuzluk asabiyet hallerinde, başın bir yanındaki zonklama biçiminde görülen ağrılarda etkilidir.Yemeklerden sonra içildiği zaman hazmı kolaylaştırır.
Papatya suyunu tülbentten süzerek göz banyosu veya göz kompresi için de kullanabilirsiniz.

Şifalı Kara Hindiba Çiçeği

Kara Hindiba Çiçeği
(Taraxacum officinale)

Bu çok yaygın olan bitki de bahçıvanların başına dert olan, ama çiçeklerinin güzelliğiyle göze hoş görünen bir çiçektir.Kara hindiba çiçeği eski Yunanlılar ve Araplar tarafından çok kullanılmıştır.Kara hindiba çiçeği idrar söktüren ve bağırsakları yumuşatan özelliklere sahiptir.İdrar miktarını da arttırır.

Eskiden ilaç yapımında bitkinin kökü kullanılırdı.Ama son zamanlarda yapılan araştırmalar, yaprakların da çok değerli olduğunu ortaya çıkardı. 25 gram kara hindiba çiçeği yaprağında 7000 ünite A vitamini, B ve C vitaminleri, doğal sodyum ve idrar söktürücü özellikler içerir.Bitkinin yaprakları özellikle ilkbaharda cildi temizlemeye yarar.Körpe yapraklar salatalara katılabilir veya çay şeklinde hazırlanır.Bunu hazırlamak için üç tatlı kaşığı kara hindiba bir çay fincanı kaynar suya atılır, üzeri örtülerek 10 dakika bekletilir.Bu çay gibi içilebilir veya çorbalara katılabilir.Eşit miktarda kök ile yaprak ince ince kıyıldıktan sonra bu karışımdan 50 gram 0,5 litre soğuk suya yatırılıp bir saat bekletilir.Sonra ağır ateşte kaynatılır ve soğumaya bırakılır.Her yemekten önce bir fincan içilir.Kara hindiba çiçeği öteki şifalı otlarla karıştırılarak idrar yolları hastalıklarında, müzmin kabızlıkta ve bazı karaciğer rahatsızlıklarında kullanılır.

Kara hindiba çiçeği, safra salgısını iki katına çıkarmaktadır.Bu da, ilacın karaciğer ve gastrit için yararlı olduğunu kanıtlar.Karaciğer bozukluğundan kaynaklanan başağrıları ile gastrit ağrılarına da iyi gelir.

Kara hindiba çiçeği, taze veya kuru yapraklarından yahut kökünden yapılan çay biçiminde kullanılabildiği gibi, konsantre olarak da kullanılır.Bağırsakları yumuşatmak için için günde üç kez 5-10 damla içilir.Başağrısı ve migren için, birkaç hafta süreyle düzenli olarak kullanmak gerekir.Bu amaç için kullanılacak kara hindiba şöyle hazırlanır: 12 gram kara hindiba kökü, 12 gram yaban havucu, 12 gram hatmi kökü, 12 gram mine çiçeği konarak kaynatılır.Kaynama noktasından sonra 15 dakika hafif ateşte pişirilir.Günde üç kez yemeklerden önce yarım çay fincanı içilir.

Şifalı Koyungözü Papatya

Koyungözü Papatya
(Chrysanthemum parthenium)

Koyungözü papatya, 10000 değişik türü olan Bileşikgiller ailesinden bir bitkidir.Kırlarda kendiliğinden yetişir.Çiçekleri beyaz, yaprakları çok biçimli ve koyu yeşildir.Güzel kokar.Ancak, arıların bu kokudan hoşlanmadığı da söylenir.

Koyungözü papatya, sıcak çay biçiminde ateş düşürücü olarak kullanılır.Bazı uzmanlar, bu çiçeğin yapraklarının ipe dizilerek bileğe takılması halinde romatizmaya da iyi geldiğini ileri sürmektedirler.

Koyungözü papatya, özellikle kadın hastalıklarında kullanılır.Örneğin adet zamanında akıntının düzenini sağlamak, adet zamanındaki sinirlilik halini ortadan kaldırmak, menopoz dönemindeki ateş basmalarını önlemek için kullanılır.Adetlerin düzensiz olması durumunda görülen ve başın tepesinde duyulan başağrılarına da iyi gelir.Koyungözü papatya, öteki şifalı otlar gibi çay biçiminde hazırlanmalı, sabah ve akşamları ya da gerek duyulduğu anlarda iki çorba kaşığı içilmelidir.

Şifalı Şerbetçiotu

Şerbetçiotu
(Humulus lupulus)

Sarmaşık biçiminde büyüyen bu güzel bitki, daha çok bira yapımında kullanılmasıyla ün kazanmıştır.Tedavi edici özellikleri, bira üretiminde olan katlısı kadar bilinememektedir.Ama yaklaşık 1000 yıldan beri şifalı ot olarak kullanılmıştır.Eski Romalılar, bu otun şifalı özelliğini keşfetmişler ve şerbetçiotunu sebze olarak yemişlerdir.Şerbetçiotunun filizleri, kuşkonmaz tadını andırır.Yaban bitkisi olarak yetişen şerbetçiotu,1525 yılında Hollanda'dan İngiltere'ye getirilmiş ve bira yapımında kulanılmak üzere yetiştirilmeye başlanmıştır.

Şerbetçiotundaki uçucu yağ, parfüm yapımınıda kullanılır.Ayrıca bu yağdan sakinleştirici ilaç yapılır.Şerbetçiotunun çiçekli bölümü ilaç olarak şöyle hazırlanır: 12 gram ot, 0,5 litre kaynar suya atılır ve 10 dakika dinlendirilir.Ağzı sıkıca kapatılarak buharın kaçması önlenir.Günde üç kez birer kahve fincanı içilir.Yemeklerden önce içildiği zaman hazımsızlığa iyi gelir.u ilaç, özellikle asabi uykusuzluktan kaynaklanan gerginliğe ve başağrılarına iyi gelir.Bir çay fincanı şerbetçiotu suyu, yatmadan önce içilirse, sinirleri gevşetir, başağrısını keser ve düzenli olarak kullanıldığı taktirde karabasan görmeden rahat uyumayı sağlar.Ayrıca, tülbentten yapılmış bir torbaya 25 gram şerbetçiotu koyarak bunun banyodaki suya atmak, ya da yastığınızı şerbetçiotu ile doldurmak da uykusuzluğu önleyecektir.

Çay biçiminde veya konsante olarak, mikrop üremesini önlemek, karaciğerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlamak, idrar miktarını artırmak, kaşıntıları ve sinirsel kökenli sancıları kesmek için kullanılır.Bu ilaç, melankoli veya depresyon durumundaki hastalar için değil, huzursuzluk duyan ve çabuk heyecanlananlar için kullanılır.Şerbetçiotu, sivilceler, çıbanlar ve ciltteki kızarıklıklar için deriye sürülerek de kullanılır.

Şifalı Sarı Yonca Çiçeği

Sarı Yonca Çiçeği
(Melilotus officinalis)
Bu narin bitkinin sarı çiçekleri, sapın iki yanından yükselir.Sarı yonca, yaklaşık 6500 değişik türü olan bir bitki ailesindendir.Bu aileye giren bitkilerin büyüklüğü minik otlardan koca ağaçlara kadar değişir.Bezelye, fasulye, gül ağacı, akasya, mimoza, hep bu ailenin değişik türleridir.

Sarı yonca, zonklama biçimindeki başağrılarına çok iyi gelir.Bu tür ağrılar genellikle adet zamanınlarında veya yüksek tansiyonda görülür.Zonklamanın yanısıra kafanın içinde bir basınç duyulur.

Bulantı ve kusma ile birlikte görülen başağrılarında da sarı yonca kullanılır.

El ve ayaklar buz gibi olduğu, buna karşılık kafa zonkladığı ve ateşlendiği zamanda da, sarı yonca çiçeğine başvurmak gerekir.

40 gram sarı yonca 1 litre suda 15 dakika dinlendirilir.Soğuk olarak günde üç veya dört kez birer kahve fincanı içilir.

Eski mısırlılar sarı yonca çayını, kulak kulak ağrıları için kullanmışlardır.Ayrıca eklem yerlerindeki sızılar için de yine bu ilacı içtikleri bilinmektedir.Adet sancıları, sinirsel sancılar için de sarı goncanın sakinleştirici özelliği etkili olur.

Sarı goncanın kan dolaşımına da olumlu etki yaptığı ve damar tıkanıklıkları için kullanılabileceği ileri sürülmektedir.

Şifalı NANE

NANE
(Mentha)
Nane, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde çok yaygın olan bir bitkidir.Nanelerin pek çok çeşidi vardır.Dokuzuncu yüzyılda bu konuda yazılan bir keşiş şunları belirtmiştir: "İnsanın nane çeşitlerini, nanenin yararlarını ve nanenin değişik adlarını saymaya kalkması, Kızıl Denizdeki balıkları saymaya kalkmasına benzer."

Nane, başağrıları için kullanılan en doğal ilaçların başında gelir.Güzel kokusu ve lezzeti ile sevilerek içilen nane, hazım bozukluklarından veya safra kesesi rahatsızlıklarından kaynaklanan başağrılarında kullanılır.4 veya 5 nane yaprağı ( taze ya da kuru) bir çay fincanı kaynar suya atılır, üzeri sıkıca kapatılarak beş dakika bekletilir ve yemeklerden sonra günde bir veya iki kez içilir.Burun tıkanıklığından kaynaklanan ve alında yahut gözlerin arkasında yoğunlaşan başağrılarına, sinirsel kökenli başağrılarına da nane iyi gelir.

Ilık suda dinlendirilen nane yapraklarıyla yapılan kompres, migrene, sinirsel ağrılara, eklem yerlerindeki sızılara iyi gelir.Çünkü naneruhundaki mentolün ağrı kesici özelliği vardır.Naneruhu spazmları geçirdiği gibi, safra salgısını da harekete geçirir.

Nane çok kısa zamanda ürer.Naneyi kaynatıp içmek bulantı ve kusmaya iyi gelir.Nane yapraklarıyla alına yapılacak kompleksin de yararı olur.

Sıcak içilen nane, aoğuk algınlıklarında terleyerek ateş atmayı sağlar.Nane, adet gecikmelerinde eski çağlardan beri kullanılan bir ilaçtır.Bu söktürücü etkisi yüzünden, gebelik döneminde içilmemesi gerekir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...