3 Eylül 2009 Perşembe

Hasta Banyosu - Sağlıklı Banyo

Ilık su banyoları: 33-37 derece ısıdaki su ile yapılan ban­yoların kan damarlarım genişletici ve kasları rahatlatıcı etki­leri vardır. Bu nedenle ılık su banyoları felçlerde, kas tutul­malarında ve iltihaplarında, deri ve eklem iltihaplarında uygu­lanır. Sinirleri gevşetici etkisi nedeniyle, gece yapılan ılık su banyolarının uyku getirici niteliği bilinmektedir. Banyo süre­sinin 15-20 dakika arasında olmasına dikkat edilmelidir. Her banyodan sonra soğuk duş yapmalıdır. Uzun süreli banyolar­dan sonra dinlenmenin yararı vardır.
Soğuk su banyoları: Su ısısının 15 dereceden fazla olma­ması gerekir. Metabolizmayı ve sinir sistemini etkilemesi yö­nünden oldukça yararlıdır. Bu nedenle, aşırı şişmanlık, şeker hastalığı, eklem iltihabı ve romatizmal durumlarda başarıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Ayrıca, kan dolaşımının dü­zenlenmesinde ve damar tıkanıklıklarında etkilidir. Soğuk ban­yolar vücudu dinçleştirir, ama yalnızca yerel uygulanan soğuk banyoların uyku getirdiği ve yorgunluğa neden olduğu saptan­mıştır. Soğuk duşların 4-20 saniyeden uzun sürmemesinde ya­rar vardır. Ayrıca, sabah yataktan kalkıldıktan sonra yapılan soğuk banyoların etkileri daha olumlu sonuçlar vermektedir.
Aşırı sıcaklıklardaki banyolar: Isı 39-41 dereceye kadar yükseltilir ve banyo tamamen doldurulur. Bu tür banyolar kli­nik ya da kaplıcalarda bir doktor yönetiminde uygulanmalıdır. Bu banyoların romatizmal durumlar, metabolizma bozuklukla­rı, böbrek ve sinir hastalıkları ve frengi gibi uygulama alan­ları vardır.
Sıcak su banyoları: Sıcak Su Banyosu Su ısısı 38 derecenin üstünde olan ban­yolardır ve etkileri soğuk banyolar gibidir.

Değişken ısılı banyolar: İki ya da üç ısı değişimi ile yapılır. Her banyo sıcak su ile başlatılır ve soğuk su ile bitirilir. Ilık su süresi 5, soğuk su süresi 10 saniye kadardır. Değişken ısılı banyoların etkileri sıcak ve soğuk banyolar gibidir, ama her iki banyonun yaptığı etkiden yararlanma olasılığı vardır.
Isının aşamalı olarak artırıldığı banyolar. Derideki kılcal damarların genişlemesi ile tüm kan dolaşımı etkilenmiş olur. Bu nedenle damar tıkanmalarında ve dolaşım düzensizliklerin­de etkilidir. Bu banyolarda ısı 35 derece ile başlar ve on daki­ka içinde ısı 38-40 dereceye kadar yükselir. Terleme başlayınca banyoya son verilmelidir. Bu banyonun sonunda da soğuk duş yapılması yararlıdır. Aşırı terleme durumlarında, hasta banyo­dan sonra yarım saat ile bir buçuk saate kadar dinlenmelidir. Banyo için kullanılan sulara doğal bitkilerden elde edilen ilaç­ların katılması ile banyo etkisinin artırılması olasılığı vardır. Böylece daha uzun süreli reaksiyon sağlanabilir. Doğal otla­rın yararları son derece büyüktür. Özellikle, yulaf otunun kaynatılmasıyla elde edilen suyun banyo suyuna katılması damar­ları çok az etkiler ve bu nedenle zayıf ve sinirli hastalara, ka­rın, böbrek ve idrar yolları hastalıklarında salık verilebilir.
Baş dışında tüm vücuda uygulanan banyolardan soğuk ola­rak yapılanlar aşırı şişmanlıklarda 5-10 saniye süreyle, sıcak olanlar ise 5-20 dakika süreyle çeşitli hastalıkların tedavilerin­de uygulanabilir.

Ayak banyoları: En etken olduğu yerler ve organlar idrar yolları, cinsel organlar ve kalınbağırsaklardır. Ayrıca, göğüs, boğaz ve baş da etki alanı içine girer. Sıcak ayak banyoları özellikle ısıtıcı olarak yerel iltihaplanmalarda, idrar yolları has­talıklarında, kalınbağırsak bozukluklarında, boğaz iltihapların­da, baş ağrısı ve migrende salık verilir.
Yarım banyolar: Vücudun yalnızca alt bölümü göbeğe ka­dar suya sokulur. Soğuk olarak yapılan yarım banyolar kabızlık, gazlardan doğan sancılar ve karaciğer büyümesin­de etkin tedavi yöntemlerinden biridir. Yarım olarak uygula­nan sıcak banyolar çok enderdir. Ama yine de, ısısı artırılan yarım banyolar duyarlı ve zayıf bünyeli hastaların direnç ka­zanmaları ve kan dolaşımını artırması yönünden bilinçli ola­rak uygulanabilir.


Oturarak yapılan banyolarda su böbreklere ulaşacak ka­dar doldurulur. Sıcak, soğuk ve genellikle değişken ısıda ya­pılabilen bu tip banyolar tüm karın organları hastalıklarında başarıyla uygulanabilir.
Isısı artırılan ayak banyoları: Ateşli hastalıklar, damar sertliği, romatizma ve astım gibi hastalıkların tedavisinde ba­şarıyla uygulanabilir.


Kol banyoları: Kalpteki kan dolaşımını etkiledikleri için önemlidir. Soğuk olarak uygulanan kol banyoları el ve koldaki iltihaplı durumlara, kalbin sinirsel ya da organik hastalık­larına iyi gelir. Sıcak kol banyoları, lif doku iltihaplarında, angina pectoris; yani kalbi besleyen kalp damarlarının hastalık­larında yararlı olur.
Fırça banyosu: Vücudun 35-36 derece ısıdaki su altında kalan bölümü 5-10 dakika süreyle sert bir fırça kullanılarak fırçalanır. Tansiyon düşüklüğü ve dolaşım bozukluklarında uy­gun olmakla birlikte, yüksek tansiyondan ve deri hastalıkların­dan şikâyet eden hasta tarafından yapılmamalıdır.

Baldır banyoları: Ayakların bir kova içine doldurulmuş so­ğuk suya daldırılıp yarım dakika kadar tutulması çok rahatla­tıcıdır. Bütün vücut dinçleşir ve baldır kaslarının yorgunluğu alınmış olur. Çıplak ayakla karda ya da yerde yürümek de ay­nı etkiyi sağlar.
Yüz (göz) banyoları: Yüz üç kez soğuk suya daldırılır ve gözler birkaç kez açılıp kapatılır. Yüz banyolarının görme gü­cünü artırması ve kirpik köklerindeki iltihaplı durumlara iyi gelmesi yönünden yararlan vardır. Sıcak yüz banyoları göz­lerdeki her türlü iltihaplı hastalıklarda yararlıdır.
Buhar banyoları: Bu banyolar çoğu kez kısmi olarak ve bazı yararlı otlar banyo suyuna karıştırılarak 10-20 dakika sü­reyle yapılır. Buhar banyosundan sonra bir süre yatakta din­lenmeli ve ondan sonra soğuk suyla bir duş yapmalıdır. Ayaklara uygulanan buhar banyoları, ayak terlemesi, bal­dır krampları, güç iyileşen yaralar, romatizmal durumların te­davisinde uygulanan bir yöntemdir.
Ayrıca, idrar torbası, yumurtalıklar, karaciğer büyümesi, böbrek, safrakesesi ve bağırsak koliklerinde, âdet sancıla­rında vücudun belden aşağı bölgesine buhar banyosu uygu­lanabilir. Bu takdirde erkeklerin testis torbalarını bir bezle korumaları gerekir.


Başa uygulanan buhar banyosu: Bu banyo solunum yolları iltihaplarında, nezlelerde ve romatizmal durumlarda salık ve­rilir. Kronik kulak hastalıklarının bir tedavi yöntemi de kulak içine bir borucuk aracılığıyla uygulanan buhar banyosudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...